AVUSTRALYA Futbolu Ligi'nin (AFL) 15'nci hafta maçında Essendon, Marvel Stadı'nda 25 bin 195 seyirci önünde ligin iddialı takımlarından Greater Western Sydney (GWS) Giants'ı ağırladı.
Maçı son dakikalarda çeviren Essendon sahadan 77-71 galip ayrılmasını bilerek, lig sıralamasında 9'ncu sıraya yükseldi ve finallerde oynama şansını artırdı.
Maçta Essendon adına goller Laverde (2), McKernan (2), Hooker (2), Brown, Fantasia, Shiel, Zaharakis, Langford ve Parish'ten geldi.
GWS Giants'ın gollerini ise Cameron (3), Finlayson (2), Kelly, Himmelberg, Davis, Daniels ve Greene kaydetti.
Maçın öne çıkan oyuncuları olarak Essendon'da Merrett, Saad, McKernan, Hooker, Heppell, Langford, GWS Giantst'ta ise Coniglio, Kelly, Williams, Himmelberg, Cameron ve Reid gözüktü.
AFL'nin başladığı dönemde Türkiye seyahatinde olduğum için ilk haftalarda maçlara gitme olanağım pek olmamıştı. Geldikten sonra da bazı maçların Anadoluspor'un maçlarıyla çakışması, bazı maçların da deplasmanda oynanıyor olması sebebiyle ilk kez 27 Haziran perşembe akşamı oynanan Essendon- GWS Giants maçına gitmek kısmet oldu.
Yeni adıyla Marvel Stadı'na gitmek hayli eğlendirici. Dockland bölgesinin geleneksel dokusu olan gökdelenlerin bir birlerine düğüm olduğu bölgeden stada gidiliyor.
Sağlı sollu lokantaların, barların bulunduğu bölgeye geldiğinizde sizi maç tanıtım kitabı satan çocukların bağırışları, sokak gösterisi yapan yerel sanatçıların müzikleri karşlıyor.
Giriş kapılarına geldiğinizde ise ev sahibi kulübün rengarenk formalarını giymiş gençler size reklam ürünlerini dağıtarak maça hazırlıyorlar.
Bu rengarenk stada girdikten sonra bile yerinize oturamıyorsunuz. Stadı çevreleyen bölümlerde sizleri yiyecek ve içecek reyonları, büyük lokantalar, markalı ürün satan dükkanlar karşılıyor.
Özellikle yiyecek reyonlarında içi kıyma dolu geleneksel Hot Pie'ı damağınızı yakma riskini göze alarak yiyorsunuz.
Üzerine ketcap dökülmüş sıcak patates kızartmesı ile kızarmış orta parmak kalınlığındaki balığın tadını anlatmama gerek yok sanırım.
Üstüne ise şeker seviyesine bakmadan içilen meşrubatı da hatırlatmama gerek yok.
Yerinize oturduktan sonra bir yandan yemeğinizi afiyetle yiyor, saha içi röportajları, futbolcuların toplu halde ısınma hareketleri ile maça çıkarken yırtarak içinden geçmeleri için gerilen onlarca kişinin iplerle ayakta tutmaya çalıştığı panoların hazırlanmasını izliyorsunuz.
Kulakları sağır edici borazan sesi ile başlayan dört devrelik mücadele gene borazan sesiyle tamamlanıyor.
Maçı taraftarı olduğunuz takım kazandıysa maçın sonunda çalan kulüp marşı size İstiklal Marşı gibi kutsal geliyor, yok takımınız kaybettiyse çalan diğer kulübün marşı ise kulaklarınızı tırmalıyor, stattan adeta kaçarak ayrılıyorsunuz.
İşte burada bir AFL maçı izlemek böyle bir şey.