HATIRLADIĞIM kadarıyla son yılların en kötü Beşiktaş'ını Konyaspor karşısında hayretler ve üzüntü içinde izledim.
Hele Hırvatistan Milli Takımı'da Dünya Kupası finali oynayan ünlü stoper Vida'nın başlattığı hata sonucunda kornerden gelen golü, bugün amatör liglerde oynayan takımlar bile yemez.
Başta tecrübesiz genç kaleci Ersin'in topa çıkmakta tereddüt etmesi, stoper Vida ve Wellington'un adam paylaşımında çok geç kalması golü getirdi.
Futbolda geriden top çıkarma özelliği olmayan stoperler ile kısa pasla çıkmaya çalışmak, bir takımın taktiksel açıdan intihar etmesidir.
“Doğru oyun” ile “büyük oyun” arasındaki en büyük fark budur: “Büyük oyun” kurabilmek için geride topu en çabuk şekilde oyuna sokan ve hızlı kademeye giren büyük oyuncuların olması gerekir!
Beşiktaş’ın mevcut kadrosunda Vida, Lajijic, Oğuzhan gibi adı büyük performansı küçük oyuncular var. Bizler hala onların adlarına yakışan tarzda birer yıldız gibi oynamasını bekliyoruz.
Tutkulu bir Beşiktaşlı olarak ben hala Ljajiç ne zaman düzelecek, fiziksel ve mental açıdan toparlanacak diye bekliyorum.
Sağ bek alınmaz ve doğru top oynayacak kadro kimyası bulunmazsa Gökhan Töre ve Vincent Aboubakar transferleri de askıda kalabilir.
Bana göre bu facianın aklımda kalan en büyük olayı Vida’nın çok kötü performansı. Aslında kesiciliğinin yanısıra en formda halinde bile geriden çok iyi top çıkaramıyordu ancak “orta sahadan geri top” yapmak nedir hala anlamış değilim.
Stoper kötü oynasa mücadele eder, mücadele etmeyen stoperin de artık kadroda yeri yoktur.
Ancak sadece Vida değil, Wellington, Dorukan, Mensah, Ljajic, Güven, Atakan, Boyd için de aynı şeyleri söylemek gerekiyor.
Şimdi İstanbul'da oynanacak Gençlerbirliği maçı ve milli takım arası var. Doğru bir kadro seçimi ile alınacak bir üç puan takımda yaraları bir nebze olsun sarar diye düşünüyorum.
Mücadele var ama gol yok
Haftanın maçında izleme zevki hayli yüksekti, bir futbol sever olarak kendi adıma uykusuz kaldığıma pek üzülmedim.
İlk iki haftanın açık ara iyi ve doğru futbol oynayan takımı Galatasaray, ilk yarıda topa daha çok sahip oldu ancak bu, Fenerbahçe’nin sert ve oyun bozan yapısı ile onların istediği şekilde gelişmedi.
Yani Arda ve Belhanda’nın sezon başından bu yana oynadıkları tek top sistemi pek çalışmadı.
Fenerbahçe'de henüz taşlar yerine oturmamış. Ancak savunması eskiye göre daha dinamik ve sert.
Kalede Altay Bayındır çok kritik kurtarışlar yaparak savunmanın direncini daha da arttırdı.
Bana göre Valencia, Ozan, Lemos ve Altay Fenerbahçe’de, Luyindama ve Taylan ise Galatasaray’da ekstra enerji ortaya koyanlardı.
Her iki tarafın oyuncularının kalite düzeyleri en azından Beşiktaş ve Trabzon'a oranla daha yüksekti. Sonuçta iyi futbol kaliteli oyuncularla oynanır değil mi?
Bülent YÖNTEM
