TÜRKİYE Süper Ligi'nde 2020 sezonunun 8'nci haftasına bakarsak, bana göre en büyük sürpriz Fenerbahçe'nin sahasında Konyaspor'a teslim olmasıydı.
Mağlubiyetin en önemli sebeplerinden olan Sosa’nın eksikliği Fenerbahçe’yi ciddi oranda etkiledi. Fenerbahçe Sosa ile ortada daha organize, daha gole yakın ve daha futbola yakın .
Büyük umutlarla Fenerbahçe'nin başına getirilen, Emre Belezoğlu ve Volkan Demirel destekli Erol Bulut, oyuncu değişiklikleri yaptı ama oyunu bir türlü değiştirmeye muaffak olamadı, ki bu da hocalık adına büyük dezavantajdır. Ayrıca spor basınına, kamuoyuna ve sosyal medyaya büyük malzeme vermek demektir.
Sonuç olarak Fenerbahçe, merkezden etkili olabilecek oyun planını ve oyuncu kombinasyonlarını sahaya yansıtamadı ve Marko Jevtoviç'in mükemmel, Artem Kravets'in akıl dolu gollerine engel olamayarak hem karizmasını çizdirdi, hem de namağlup ünvanını kaybetti.
Bu maçtan sonra Fenerbahçe'yi çözen hoca sayısı daha da artacak, daha çok karizmalar çizilecektir diye düşünüyorum.
Beşiktaş’ta alınan iki galibiyetten sonra "Takım düzeldi" derken, biz Beşiktaş tutkunları olarak Gaziantep’te aynen Konya maçında olduğu gibi bir facia daha yaşadık.
Başta kaleci genç Ersin olmak üzere Beşiktaşlı futbolcuların (Vida, Montero) acemice hataları sonucu, gol atmak için hemen hemen hiçbir şey yapmayan, pozisyona bile giremeyen Gaziantep, iki gol buldu.
İlk golde Montero’nun hatası vardı, ancak kaleci Ersin, çok yavaş gelen ve köşeye gitmeyen bir topu Mirallas’ın önüne çeldi. Üzerine de hatalı bir çıkışla oyundan atıldı.
Doğrusunu söylemek lazımsa "Ersin pişecek" derken bizler ekran başında yandık kül olduk. 10 puanla 11'nci sırada sürünmeye devam ederiz gibime geliyor.
Galatasaray, Avrupa yorgunu Sivasspor'u yenerken bence göz doldurdu. Sivasspor'un aklı Avrupa'da kalmış olabilir, mental olarak yorgun olabilir ama evinde çıktığı maça daha çok konsantre olması gerekirdi.
Galatasaray ise rakibine oyununu kabul ettirdi. Arda Turan'ın golde arzu ve ısrarla koşu yapması eski günlerine dönme sinyali gibi geldi. Uzun zamandır futboldan başka her şeyle gündeme gelmesine rağmen bu maçta bence iyi oynadı.
Geçen yılın şampiyonu Başakşehir, arka arkaya 4'üncü galibiyetini alarak şampiyon takım olduğunu hatırladı. 1-0 mağlubiyetten maçın son anlarında yaptığı amansız baskı ile kurtulmasını bildi.
Her zaman iyi bir kadro yapısına sahip olduğunu söylediğim Başakşehir, bana göre futbolu en doğru oynayan takım, Okan Buruk gibi son derece düzgün bir hocaya sahip.
Milli maç arasından sonra Beşiktaş'a konuk olacak olan Başakşehir, korkarım yaralı Kartal'ın da başına büyük belalar açacak.
Sonuç itibarıyla, yabancı maçları da izleyen bir futbolsever olarak her zaman araştırmacı gözle karşılaştırma yapmayı severim.
Mesela bizim maçlarda rakip akınları kesmek için en ufak bir dokunuşta kendisini feryat figan bir şekilde yere atan savunmacı ve buna hemen düdük çalan hakemlerden kurtulmadan ülkemizde futbolu kalkındırmamız mümkün görünmüyor.
Aklım bir türlü almıyor, Avrupa liglerinde futbol oynayan oyuncular ve oyunu yöneten hakemler neden bizdekilere hiç benzemiyor?
Bülent YÖNTEM
