AVRUPA serüveninde erken hayal kırıklığı yaşayan, Türkiye Süper Ligi 2020-21 sezonunda ilk dört haftada dört puan toplayabilen Beşiktaş'ta, özellikle Konyaspor karşısında alınan 4-1'lik mağlubiyet ve ardından gelen 1-0'lık Gençlerbirliği yenilgisi, Teknik Direktör Sergen Yalçın ve ekibini, yönetimi, taraftarı son derece üzmüş, adeta camiada infial yaratmıştı.
Ancak Beşiktaş'taki yükselişin başlangıcı 21 Kasım'da oynanan Başakşehir maçı ile oldu. Ardından takımdaki sekiz eksiğine rağmen aldığı üç puanla 15 yıl sonra Kadıköy'de Fenerbahçe'yi yenerek güven tazeledi.
Alanya'da alınan mağlubiyet Beşiktaş'ı bir nebze olsun salladıysa da daha sonra oynadığı dört maçı kazanarak (Erzurum, Ankaragücü, Sivas, Kayseri) zirve basamaklarını birer birer tırmandı.
Kartal'ın yükselişindeki en büyük başarı Teknik Direktör Sergen Yalçın'ın oyun kazanan sistemi bulması ve kadrosundaki oyuncular kadar kulübeden de yüksek katkı alması oldu.
Hücumda Aboubakar'ın ve Larin'in golleri, Ghezzal'ın da asistleriyle galibiyetlere uzanan Siyah-Beyazlılar, diğer oyuncuların da goller atarak galibiyetlerde pay sahibi olması ile bireysel değil takım olarak başarılı olduklarnı gösterdi.
İlk 11 haftada çok eleştirilen, taraftar sitelerinde adları "çöp" olarak anılan Welinton ile Vida'nın uyumunun yükselmesi takımın defansif anlamda gücünü artırdı.
Genç kaleci Ersin Destanoğlu da son dört maçta kalesini gole kapatınca başarı kaçınılmaz oldu.
Diğer file bekçisi Utku Yuvakuran'ın da özellikle kupa maçlarındaki başarısı Sergen Yalçın'ın güvenini boşa çıkarmadı.
Aboubakar, Ghezzal, Josef ve Rosier'in yüksek performansına Welinton da eklenince takımın iskeleti başarıda etkili oldu.
Düşük maliyetle yüksek getiriler elde eden Siyah-Beyazlılar'da yedek kulübesi derinliği, aralarındaki arkadaşlık duygusu ve atılan gollerde oyuncuların adeta kenetlenmesi gelen başarının anahtarlarından biriydi.
Sonuç olarak daha çok maç var, bu köprülerin altından daha çok sular akar. Ben, sadece Beşiktaş değil, Galatasaray'ın Fenerbahçe'nin, hatta Trabzonspor'un da şanslarının eşit olduğuna inanıyorum.
Bülent YÖNTEM