ÜÇ hafta önce Hilalspor’un, Çağrıspor ile oynadığı Melbourne derbisi ile geçen hafta oynanan Westgate maçında bazı izleyicilerin bana sorduğu, ki eminim kendi aralarında konuşup dertleştikleri, konuların başında "Neden Anadoluspor’un maçlarına yeterli sayıda seyirci gitmiyor?" sorusuydu.
Her iki maçta gördüğüm kalabalık seyirci ve onların coşkusu gerçekten etkileyiciydi.
Hatta kendi kendime “Böylesine coşkulu seyirci Anadoluspor’un sadece evindeki maçlara gelse, hem takıma itici güç olur, hem de kulüp bütçesine büyük katkı sağlar” dediğim oldu.
Aslında tam tamına 26 yıldır kesintisiz takip ettiğim Anadoluspor, tabiri caizse toplumun en uzun soluklu, hakkında en çok konuşulan, "Ben futbolcuyum" diyen her futbolcunun bir şekilde forma giydiği ve şu an itibariyle Victoria’nın en yüksek ligi NPL’de mücadele eden yarı profesyonel tek takımı.
Anadoluspor, 40 kişilik A takımı ve 20 yaş altı futbolcu grubu, 8,9, 12 Red, 12 Silver, 13, 14, 15, 16, 18 yaş altı takımları, 16 yaş altı kız takımı ve kadın A takımı ile bunlara ilave olarak akademi grubuyla, elindeki şartlarla en iyisini yapmaya çalışıyor.
Kulüp bütçesine olan seyirci katkısının da çok az olduğunu hesaba katarsak, kulüp sponsor desteği ve kantin gelirleriyle ayakta kalmaya çalışıyor.
Konu hakkında uzun uzun düşünüp kafa yorduğumda, seyirci konusunda ciddi oranda içinden çıkılmaz bir kısır döngü yaşadığımızı itiraf etmeliyim.
Hilalspor'un son iki maçında edindiğim izlenimlere göre, Anadoluspor haricinde diğer takımlarımızın maçlarına gelen seyirci profili, takımlarda forma giyen Türk kökenli futbolcuların başta arkadaşları, akrabaları, ailesi, kardeşleri, arkadaşlarının arkadaşları ve bağlı bulundukları kuruluş ve inanç kurumlarının mensuplarından oluşuyor.
Bu anlamda Anadoluspor’un futbolcu kadrosunda NPL seviyesinde top oynayacak kalitede sınırlı futbolcu olduğunu düşünürsek ve buna ilave olarak da diğer bazı kulüplerde olduğu gibi herhangi bir sosyal derneğe, hemşeri kahvesine, cami ve cemaate bağlı olmadığından, diğer kulülerdeki seyirci potansiyeline erişmesi asla mümkün olmayacaktır.
Bunun dışında Hilalspor ve Çağrıspor'un maçlarını çok sayıda kişinin izlemesinde bir başka etkenin de bu maçlarda giriş ücreti alınmaması olduğunu vurgulamak isterim. Eğer, örneğin Hilalspor-Çağrıspor maçında her seyirciden 10 dolar giriş ücreti alınsaydı, sanırım seyirci sayısı daha az olurdu. Bu anlamda Anadoluspor'un evindeki maçlarında giriş ücretinin 15 dolar olduğunu da hatırlatmayı yararlı görüyorum.
Sonuç olarak zurnanın “zırt” dediği yere gelmekte yarar var.
Eğer NPL’de mücadele eden Anadoluspor’un kadrosuna diğer Türk takımlarımızdaki kadar Türk futbolcuyu monte edersek, Anadoluspor kesinlikle ilk yıl açık ara küme düşer.
Çok iyi biliyorum ki, maçına göre haftada 3+1 sıkı idmanı kaldıracak Türk futbolcu sayısı çok az. Onları da tanıyorum ve sayıları 3-5’i asla geçmez.
Yani seyircimiz artsın, bağıra çağıra coşkulu maçlarımızı izliyelim dersek kümede kalma şansımız çok azalır. Yok kümede kalalım, diğer babayiğit takımlarla başabaş mücadele edelim dersek seyircimiz şimdiki gibi olmaya devam edecektir.
Son olarak “Gazeteci Bülent kardeşim iyi güzel yazıyorsun ama NPL’de aslanlar gibi takır takır top oynayacak Türk futbolcumuz var" diyorsanız, lütfen bize haber verin, hemen gider, kendisini izler, mutlaka takıma kazandırırız. Bundan hiç şüpheniz olmasın.
